Teknolojiyle kurduğumuz ilişki günden güne bir tür bağımlılığa dönüşürken biyofilik yaklaşımlar kendine bu çağda nasıl yer buluyor? Doğa ile teknolojik arayüzler aracılığıyla temas kurmak mümkün mü?
Mekanı keşfetme isteğimizi tetikleyen nedir? İçerisi ya da dışarısıyla kurduğumuz ilişkiyi mekanın cildini oluşturan yüzeylerde aramaya başlayabilir miyiz?
Gürültünün çalışma hayatı üzerine etkilerinde bireysel özelliklerin ve tercihlerin etkisi ne kadar? İş ortamındaki verimliliği doğru akustikle yükseltmek mümkün mü?
Devingen bir doğal düzende harekete ve enerjiye ihtiyaç duyarken günümüz koşulları altında tam da bu devinime karşın durağan bir biçimde örgütlenen yaşama ve çalışma alanlarımızı nasıl yeniden organize edebiliriz?
Yaşamın sevgiyle yüceltilmesiyle, doğadaki çeşitliliğe saygıyla doğal kaynakları adil paylaşma yollarını ve biyofilik devrimin araçlarını üretebilir miyiz?
Doğayı yalnızca birtakım görsel uyaranlar aracılığıyla kurmak mümkün mü? Yoğun kentsel alanlarda doğanın kendisinden kopuk bir şekilde yaşarken doğayı yapay olarak üretebilir miyiz?
Betondan bir ormanın içinde yaşamak istemeyen genç nesil, doğayı kentsel yaşama dahil etmenin sınırlarını zorluyor. Tasarımın hemen her alanında eğilimler hızla değişirken, doğaya bağlılık hep gündemde kalmaya devam ediyor.
Doğa ile insan arasındaki ilişkiyi yeniden kurmayı amaçlayan ve mekan kalitesini insan sağlığı üzerinden okuyan biyofilik tasarım anlayışını Heath Design kurucusu Oliver Heath ile konuştuk.
Biyofilik tasarım denince yapılı çevre içine doğal unsurları taşımayı anlıyoruz. Peki, açık alanların tasarımında biyofili nasıl konumlanıyor?
Biyofil tasarım, yapılar içindeki yeşil alanlar ya da su gibi doğal öğelerle sağlıklı mekanların ortaya çıkarılmasına odaklanıyor. Peki, tüm yeşil bina sertifikalı projeler biyofilik mi?